Filistin’deki Birzeit Üniversitesi Ocak ayı başında Siyonist İsrail’in güvenlik güçlerince basıldı, Filistin halkının mücadelesinde öncü isimler haline gelmiş 5 öğrencinin önce üzerlerine ateş açıldı, ardından da öğrenciler yere yatırılıp darp edilerek tutsak edildi.
Kudüs’ün Şeyh Cerrah Mahallesi’nde Siyonist İsrail’in uzun süredir uyguladığı, ancak hem mahallede yaşayan Filistinli ailelerin direnişi hem de uluslararası destek sayesinde başarısız olduğu etnik arındırma operasyonu, geçtiğimiz gün yeni bir saldırıyla hızlandı. İsrail, Selhiye ailesinin mahalledeki evini tüm hukuk kaidelerini çiğneyerek yıktı. Aileyi sert kış koşullarında sokağa attı. Muhtemelen mahalledeki diğer Filistinlilere de saldıracak.
Aynı günlerde 48 topraklarının Nakab bölgesinde yaşayan Bedevî topluluklarının yaşam alanları da İsrail’in hedefi oldu. Bedevîlerce yüzlerce yıldır kullanılagelen arazilere, İsrail makamlarınca daha sonraları yeni Yahudi yerleşimlerine dönüşmek üzere ağaç dikimi başlatıldı, buna itiraz eden Bedevîler İsrail güvenlik güçlerinin saldırısına uğradılar.
Biz Siyonizmin son dönemde artan bu ve benzeri saldırılarına karşı ne yaparız, Filistin halkının karşı karşıya kaldığı bu zulüm karşısında onlara nasıl destek olabiliriz diye düşünürken, Erdoğan’ın 17 Ocak günü yaptığı açıklamadan öğreniyoruz ki Siyonist İsrail cumhurbaşkanı Herzog yakında Türkiye’ye geliyor ve Türkiye ile İsrail arasında, zaten gayet “yolunda” giden ticarî, askerî ve istihbarî ilişkilerin daha da hızlanacağı, yeni bir “normalleşme” dönemine giriliyor!
Siyonist İsrail, bölgede emperyalizmin uç karakoludur. Hangi emperyalizm? Irak’ta ve Afganistan’da milyonlarca insanı katleden emperyalizm! Hangi emperyalizm? 15 Temmuz darbe girişimi sırasında TBMM’yi bombalayan uçaklara yakıt ikmali yapan emperyalizm! Türklerin, Kürtlerin, Arapların, Farsların ve bölgedeki diğer tüm halkların düşmanı olan emperyalizm! Kendisi de etnik ayrımcılığa dayanan, yerleşimci, ırkçı bir devlettir. Filistin halkını topraklarından sürerek kurulmuştur ve genişleme emelleri halen varlığını korumaktadır.
Yani, baş şeytanla yakınlaşacağız! Neden? Çünkü, bu şeytanın elinde Filistin halkından çaldığı doğalgaz var, bunu pazarlamak ve daha da güçlenmek istiyor. AKP iktidarı da bu hırsızlığa ortak olma derdinde! Bu bir önceki “normalleşme” girişiminde, Mavi Marmara Davası düşürülürken de böyleydi, şimdi de böyle. Zaten Erdoğan’ın açıklamasında da açıkça buna referans vardır.
Tekrar tekrar söylüyoruz, bu işten Türkiye’nin emekçi halkına hiçbir yarar yoktur! Çalıntı gazdan gelecek bir avuç dolar halkımızı âbâd etmez, halkımızın düşmanlarını güçlendirir. Dahası, boru hattının Türkiye’den geçmesi projesinin yeniden canlanması, ABD’nin İsrail’in tasarladığı önceki projeye (EastMed) vetosu ile olanaklı olmuştur. Bu veto ve çalıntı gazın Türkiye’den geçirilmesinin mutlaka bir karşılığı olacaktır. Bu da Türkiye’nin emperyalizme daha fazla taviz vermesi anlamına gelecek, haydan gelen para da huya gidecek, bu arada cebi dolan sadece bir avuç müteahhit firma olacaktır.
Vakit, bu yeni girişime karşı çıkma vaktidir. Halkımıza çağrımız, iktidarıyla muhalefetiyle yükseltilecek her türlü İsrail övgüsüne, “işbirliği bizim çıkarımıza olacak” yalanlarına, “İsrail bize muhtaç olduğunu anladı” türünden zırvalara kulağını tıkamasıdır. Ayrıca unutmamalıyız ki, Türkiye’de yaşayan Filistinli kardeşlerimiz arasından bir kaçı da ne yazık ki kendi halklarının gerçekliğinden sıyrılmış, kendi varlıklarını AKP’nin bekasına endekslemişlerdir. Sayıları oldukça az olan bu zevatı da önümüzdeki günlerde AKP’nin bu yeni açılımını desteklerken görmek mümkündür. Oysa Filistin halkının bu palavralara karnı toktur. Son yirmi yılda, Erdoğan yönetimi Siyonist İsrail’in bölgedeki gücünü kıracak hiç bir gerçek uygulamada bulunmamış, en önemlisi de Filistin halkının bu dönemde tüm dünyada yükselttiği boykot, yatırımların geri çektirilmesi ve yaptırımlar (BDS) hareketinin taleplerine kulaklarını tıkamıştır. En son görülmüştür ki, T.C. Milli Eğitim Bakanlığı, kendi sitesinden Siyonist İsrail’in dağıttığı bursların duyurusunu yayınlamakta, Siyonist rejimin kendisini aklamasına aracılık etmektedir.
Halkımıza çağrımız, bu yeni yakınlaşmaya bir dur demektir. Bizim lehimize olan şey, Siyonist İsrail karşısında Filistinlilerin kazanması, Filistin’deki Siyonist işgalin sonlanması, emperyalizmin bölgemizdeki bu karakolunun yıkılmasıdır. Bölge haklarının İsrail ile işbirliğinden, emperyalizmin pis işlerine taşeronluk yapmaktan en ufak bir çıkarı olamaz.
AKP hükümeti derhal bu girişimden vazgeçtiğini açıklamalı, bu girişiminin aksine, İsrail ile diplomatik, ticarî, askerî ve istihbarî tüm ilişkilerine derhal bir son vermelidir!
Kahrolsun emperyalizm!
Kahrolsun Siyonizm!
Yıkılsın Siyonist İsrail Devleti!
Nehirden denize özgür Filistin!