Siyonist İsrail’de genel seçimler sonuçlandı ve Binyamin Netanyahu kurduğu koalisyonla altıncı kez başbakanlık koltuğuna oturdu. Koalisyon ortakları fiili anlamda Filistin’in varlığını ortadan kaldırıp tamamen Siyonizmin insafına bırakan yüzyılın anlaşmasına bile karşı çıkıyorlar. Filistinli silahsız sivillerin sürekli olarak öldürüldüğü Batı Şeria’da, Siyonist güvenlik güçlerinin olası tehditler karşısında ne zaman ateş açabileceğine ilişkin kuralların gevşetilmesini talep ediyorlar. Bunlar ve daha başka gerici, sağcı tutumları sebebiyle Netanyahu’nun başında yer aldığı koalisyon pek çok basın yayın organında “İsrail’in tarihindeki en sağcı hükümet” olarak tarif ediliyor.
Siyonistler Arası Anlaşmazlık!
Koalisyonun göreve başlamasıyla birlikte Siyonist cepheden bile itiraz sesleri yükselmeye başladı. Bunlardan en dikkat çekici olanlarından bir tanesi İsrail’in Paris büyükelçisi Yael German’ın yeni hükümeti protesto için istifa etmesi oldu. İstifa eden büyükelçi “Beni tayin eden önceki hükümetin demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü temelli dünya görüşünü ve ülkemi temsil etmekten gurur ve mutluluk duyuyordum.” diyordu. Yeni kabinede, aşırılıklarıyla öne çıkan parti temsilcilerinin bulunduğunu, bu şartlar altında, inandığı her şeyden çok farklı bir politikayı temsil etmeye devam edemeyeceğini söyleyerek görevi bırakıyordu.
Netanyahu’nun kurduğu yeni koalisyonun emsallerinden bile daha gerici olduğuna, icraatlarıyla bunu en kısa sürede kanıtlayacağına dair bir şüphemiz yok. Özellikle Siyonist rejimin normalleşme adı altında başta körfezin gerici rejimleri olmak üzere, Mısır’dan Türkiye’ye işbirlikçi iktidarlarla kol kola girdiği bir dönemde Filistin halkını çok daha sıkıntılı günler beklediğini de söylemek gerekir. Ancak, bu durumu tespit etmek ve karşısında yer almak başka bir şey, kurulan koalisyonun yapısını bahane ederek Siyonizmin başta ayağa kan, kin, ırkçılık ve ayrımcılık üzerine kurulu bir rejim olduğunu unutturmak başka bir şeydir.
Siyonist İsrail Bir Kanser Hücresidir!
İstifa eden büyükelçinin temsil etmekten gurur duyduğu önceki hükümetin sözde demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü temelli dünya görüşünün uygulamalarına bir bakalım. Sadece 2022 yılında 53 Filistinli çocuk katledildi, Gazeteci Şirin Ebu Akile görev yaparken kasten öldürüldü, Filistinlilere ait 950 ev ve yapı yıkıldı, yeni yerleşimci taşınması, yeni yasa dışı yerleşim birimlerinin yapımı son hız devam etti. Bunlar akla ilk anda gelenler, Netanyahu ve koalisyon ortakları varken ya da yokken hiç fark etmez, Siyonist rejim öldürmeye, yıkmaya ve Filistin topraklarını Filistin halkından arındırmaya hiç ara vermedi, vermiyor.
Yeni koalisyonun, önceki hükümetlerden benzer uygulamaları daha açıktan ve daha gözü pek yapmaktan başka bir farkı olmayacaktır. Çünkü sorun İsrail’de iktidarı ele alacak hükümetin ne kadar sağda olduğu meselesi değil İsrail’in kendisinin ırkçı, ayrımcı, yayılmacı, eli kanlı, korsan bir oluşum olmasıdır. Her zaman söylüyoruz bu vesileyle tekrar söyleyelim İsrail Ortadoğu’nun bağrına yerleşmiş bir kanser hücresidir. Ya kanserle mücadele edersiniz ya da türlü göz boyamalarla oyalanıp yayılmasına sebep olursunuz. Eğer Filistin topraklarında yaşayan tüm halklara insanca yaşama hakkı tanınacaksa, bu kanser hücresini söküp atmaktan başka yol yoktur.
Bugün Filistin halkı tüm zorluklara, baskı ve zulme rağmen direnmeye ve direnişi güçlendirmeye devam ediyor. Gün İsrail’le karşılıklı elçi atayıp normalleşme ya da Siyonistler arasında çekişmede taraf olma günü değil, Filistin halkının mücadelesinin yanında olma, onu büyütme günüdür.
Nehirden denize özgür Filistin!
Yıkılsın Siyonist İsrail Devleti!