Emperyalist ABD’nin Konsolosluk Binası Önünde “Yüzyılın Anlaşması” Rezaletini Protesto Ettik

Emperyalizme ve Siyonizme Karşı Filistin Dostları olarak bugün öğlen saatlerinde İstanbul’da bulunan ABD Konsolosluğu önüne giderek emperyalistbaşı Trump’ın dün dünya kamuoyuna ilan ettiği “Yüzyılın Anlaşması” adlı sözde planı protesto ettik.

Emperyalistler ve onların hamiliğinde Ortadoğu halklarının başına tebelleş olmuş bulunan Siyonistler, açıklanan 180 sayfalık belgeye “anlaşma” adını koysalar da, ortada Filistin halkına ve direniş örgütlerine açık bir dayatma var. Fikirleri sorulmadığı gibi, bu belge uygulamaya geçerse bu halkın tüm tarihsel hakları çöpe atılmış olacak.

Aslında bir müddettir bu belgenin açıklanmasını bekliyorduk. Tam da tahmin ettiğimiz gibi, bu açıklama ABD başkanı Trump’ın seçim öncesinde Siyonist lobinin desteğine ihtiyaç duyduğu, Siyonistbaşı Netanyahu’nun ise “İsrail”de hakkında açılan yolsuzluk soruşturmaları ile başının dertte olduğu bir dönemde piyasaya sürüldü.

Emperyalistler ve Siyonistlerin bu girişiminin ivedilikle protesto edilmesi gerektiğini düşündüğümüz için açıklamanın hemen ertesi günü organize olarak konsolosluk önüne gittik. Eskiden Türkiye’de işçi sınıfına grev silahını kazandıran Kavel fabrikasının bulunduğu alanda toplanarak konsolosluğa yürüdük. Yol boyunca “Yıkılsın Siyonist İsrail Devleti!”, “Katil ABD Ortadoğu’dan Defol!”, “Nehirden Denize Özgür Filistin!” sloganlarını attık. Konsolosluk önünde bizi bekleyen basın emekçilerine önce meramımızı anlattık ve sonrasında hazırladığımız basın açıklamasını okuduk. Aşağıda bu metni sizlerle paylaşıyoruz. Emperyalistlerin ve Siyonistlerin bu beyanı, saldırılarının dozunu arttıracaklarına işaret. O halde şimdi her zamankinden daha fazla çalışma ve Filistin halkının kazanmasını, Siyonistlerin ve emperyalistlerin kaybetmesini sağlama zamanıdır

“Yüzyılın Antlaşması” adlı zillet, işgal, katliam planına hayır! Kudüs ve Nehirden Denize tüm Filistin toprakları Filistin halkınındır!

ABD emperyalizminin başı Donald Trump, bir süredir beklenen “Yüzyılın Anlaşması” adlı planı dün kamuoyu ile paylaştı. Planın ayrıntıları artık Beyaz Saray’ın internet sitesinden erişilebilir halde.

180 sayfalık bu paçavra, Filistinlilerin geri dönüş hakkı başta olmak üzere tüm haklarından vazgeçmesi karşılığında, kendilerine bir miktar para öneriyor. Batı Şeria’nın doğusundaki Ürdün Vadisi’ni İsrail’e veriyor. Kudüs’ü, “tek parça halinde” siyonistlerin “başkenti” ilan ediyor. Satır aralarında Filistinlileri sürekli tehdit ediyor. Buna karşın, İsrail’in bir “Yahudi ulus devleti” olarak varlığı ve Yahudilerin “binlerce yıl önceki atalarından kalan toprak hakları” konularında rapor, en radikal siyonistlerin dilini kullanıyor. Tamamı elbette Filistin halkına ait olan deniz sahasındaki geniş doğalgaz kaynaklarını siyonistlere veriyor, buna karşılık Filistinlilerin Gazze açıklarındaki alanla yetineceğini tekrarlıyor. Filistin’in bir orduya sahip olmayacağını söylerken, “buraya harcayacakları parayı başka yere harcarlar” diyerek adeta Filistin halkı ile alay ediyor.

Bunun adı zillettir! Trump’ınkinden daha alçakça, daha haysiyetsizce bir teklif olabilir mi?

Bu paçavra, yüz yıl önce Türkiye halklarına dayatılan Mondros Mütarekesi ile Sevr’in veya İngiltere ve Fransa’nın Ortadoğu’yu aralarında parselledikleri Sykes-Picot’nun bir benzeridir.

Ancak daha önemlisi, bu paçavra, 1917 yılında Filistin’e yönelik Siyonist göçün başlamasına ve nihayetinde Siyonist İsrail’in kurulmasına izin veren Balfour Deklarasyonu’nun yeni bir versiyonudur.

Bunun adı işgaldir, katliamdır!

Biz Ortadoğu halklarının gözünde bu belgenin tuvalet kağıdı kadar bile değeri yoktur.

Binlerce kilometre öteden, sorsanız Filistin’in yerini haritada bile gösteremeyecek, daha Mescid-i Aksa’nın adını bile söyleyemeyen bir emperyalist emlak spekülatörünün, Filistin halkının geleceği hakkında karar verme yetkisi yoktur. Aynı şekilde, bu zat bahsedilen paçavrayı basına sunduğu sırada yanında duran, eline Filistin halkının kanları bulaşmış bir savaş suçlusu olan Netanyahu’nun da Filistin halkının geleceğini belirleme konusunda hiç bir yetkisi olamaz. Ortadoğu halkları, bu ikiliye de, bunların temsilcisi oldukları emperyalizm ve Siyonizme de gereken dersi er ya da geç verecektir!

Trump, bu “planın” uygulanmasında Ürdün ve Mısır ile birlikte Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri ve Umman’ın da rol oynayacağını söylüyor. Biz bu ülkelerin halklarının kalbinin Filistin halkı ile birlikte atarken, tepelerine çöreklenmiş yöneticilerinin emperyalistlerle ve Siyonistlerle işbirliği içinde olduğunu; bu planın hazırlanması aşamasında görüştüklerini biliyoruz. Zaten Trump, Filistinlilere verileceği söylenen paranın kaynağı olarak bu ülkeleri işaret ediyor. Yani Siyonist İsrail’in tapu harcını Mısır’ın, Ürdün’ün, Bahreyn’in emekçi halkı ödeyecek! Emin olun ki, tarih bu gerici rejimleri asla affetmeyecek! Er ya da geç bunun hesabını halklarına verecekler!

Ancak Filistin’in dostu görünenlere de aldanmamak gerektiğini biliyoruz. Bir avuç doğalgaz için Filistin halkını zamanında yüzüstü bırakıp İsrail ile normalleşmeye koşanlar, “İsrail ile birbirimize muhtacız” açıklamaları yapanlar, Mavi Marmara Davası’nı ayaklar altına alanlar, günümüzde hala “biz düşmanlık peşinde değiliz” açıklamaları yapanlar! Bunlar lafta değil, gerçekten bir Siyonizm karşıtı politika izliyor olsalardı, Siyonistler ve emperyalistler bugün bu kadar rahat atıp tutamayacaklardı. Trump ve Netanyahu, bölgedeki ABD askerlerinin varlığı kadar, emin olun ki İncirlik’teki uçaklara ve nükleer füzelere de güveniyorlar.

Filistinli direniş örgütleri, bu paçavraya karşı birleşmiş durumda. ABD emperyalizminin sunduğu plan o kadar alçakça ki, Mahmud Abbas idaresindeki yozlaşmış, emperyalizmle işbirliği içindeki “Filistin Yönetimi” bile bu plana açıkça karşı çıkıyor. Biz Emperyalizme ve Siyonizme Karşı Filistin Dostları olarak direniş örgütlerinin mücadelelerinin hangi biçimler altında olursa olsun, her zaman meşru olduğunu savunduk. Şimdi, emperyalizm Filistin halkına böyle bir yeni saldırıya başlamışken, Filistin direniş örgütlerinin ve Ortadoğu’daki tüm anti-emperyalist, anti-Siyonist odakların Filistin halkının haklarını korumak amacıyla girişeceği her türlü eylemin bir kat daha meşru olacağını söylüyoruz. Bu mücadele, bir kanser hücresi olan İsrail yıkılana kadar sürmelidir!

Şimdi, dünyanın dört bir yanındaki Filistin dostlarının eskisinden de büyük bir çabayla bu plana karşı harekete geçmesi gerekiyor. Biz Emperyalizme ve Siyonizme Karşı Filistin Dostları olarak, Amerikan emperyalizminin Türkiye topraklarındaki üslerinin kapatılması ve Türkiye’nin NATO’dan çıkması için mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu mücadeleyi hem halkımızı emperyalist boyunduruktan kurtarmanın hem de Ortadoğu çapında emperyalizme ve Siyonizme karşı hürriyet mücadelesinin ve tabii ki Filistin’e dost olmanın mutlak bir gereği olarak görüyoruz. Aynı zamanda bizler bu topraklarda Siyonizmin her türlü faaliyetinin peşinde olacağımızı bir kez daha ilan ediyoruz. Filistinlilerden çalınan doğalgazın Avrupa’ya pazarlanması başta olmak üzere pek çok konu Filistin halkının dostlarının enternasyonalist dayanışmasını gerektiriyor. Nitekim Netanyahu, uluslararası hukukun yasadışı saydığı siyonist yerleşimleri İsrail denilen oluşuma dahil etmek için ilk adımı bu Pazar günü atacaklarını duyurdu. Buna yanıtımız Filistin halkıyla daha fazla dayanışma, Türkiye’nin İsrail’le her türlü ilişkilerinin kesilmesi için mücadele, Siyonist İsrail’e daha fazla boykot ve yaptırım olmalıdır.

Emperyalizmin ve Siyonizmin “yüzyılın anlaşması” adı altındaki zillet, işgal ve katliam planına başta Filistin halkı olmak üzere tüm ezilen halklar 100 yılın direnişini örgütleyerek cevap vermelidir!

Filistin halkı yalnız değildir!

Katil ABD Ortadoğu’dan defol!

Yıkılsın siyonist İsrail devleti!

Denizden nehire özgür Filistin!

Emperyalizme ve Siyonizme Karşı Filistin Dostları

29 Ocak 2020

İstanbul