![](https://filistindostlari.org/wp-content/uploads/2025/01/westbank.jpeg)
Kırılgan bir ateşkesin yürürlüğe girdiği günlerde, Gazze’deki yüz binlerce Filistinli sonunda evlerine dönmeye başladı. Hayatta kalanlar, kayıp sevdiklerine dair herhangi bir iz bulmak için çaresizce yıkılmış evlerin enkazından çıkarılan onbinlerce cesedin kalıntılarını aramaya başladılar.
Bununla aynı anda iki şey daha oluyordu:
1. Batı Şeria’daki Filistinliler, Gazze’den gelen birlikler de dahil olmak üzere İsrailli yerleşimciler ve İsrail ordusu tarafından saldırıya uğruyordu.
2. Trump yemin ederken, yeni kankası Elon Musk, Nazi selamı gibi görünen bir şey yapıyordu ve ADL (Anti-Defamation League, İftira Karşıtı Birlik, Anti-semitizm ile mücadele adı altında Siyonizmin çıkarlarını ABD’de gerçekleştirmesine çabalayan bir örgüt -ÇN), Musk’ın bu hareketini savunuyordu.
Batı Şeria’da artan şiddet
Trump göreve başladıktan kısa bir süre sonra, Biden yönetiminin şiddet yanlısı İsrailli yerleşimcilere uyguladığı yaptırımları kaldırmak da dahil olmak üzere bir dizi yıkıcı emir yayınladı.
Filistinlilere cezasız bir şekilde saldırmak için yeşil ışık alan İsrailli yerleşimciler, Pazartesi ve Salı günü işgal altındaki Batı Şeria’daki Filistin köylerine baskın düzenledi. İsrail ordusu tarafından korunan ve desteklenen yerleşimciler, yerel sakinleri terörize ederek araçları ve evleri ateşe verdi ve en az 21 kişiyi yaraladı.
Aynı zamanda, İsrail ordusu Filistin şehri Cenin’de büyük çaplı bir operasyon başlattı ve en az 10 Filistinliyi öldürdü ve onlarca kişiyi yaraladı. Filistinliler, İsrail hava saldırılarını, yolları tahrip etmek için kullanılan buldozerleri ve kaçmaya çalışan herkese keskin nişancılar ateş ederken tepelerinde uçan Apaçi helikopterlerini anlatıyor.
Rahatsız edici bir videoda, bir adam boş bir yolda yürürken İsrail güçleri kendisine ateş açıyor, adam yere yığılıp ölmeden önce kaçmaya çalışıyor.
2023, daha Ekim ayından önce bile, BM’nin 2005’te Filistin’de yaşamını yitirenleri kayıt altına almaya başlamasından bu yana Batı Şeria’daki Filistinliler için en ölümcül yıl olmuştu. 7 Ekim’den sonra Batı Şeria’daki İsrail şiddeti bir fırlama gösterdi: 2023’te Batı Şeria’da katledilen 500’den fazla Filistinlinin yarısından fazlası o yılın Ekim ve Aralık ayları arasında öldürüldü.
Trump, sağ ve ADL
19 Ocak’ta yürürlüğe giren kırılgan ateşkes anlaşmasının gerçekten geçerli olduğunu varsayarsak, Gazze’yi yeniden inşa etmek milyarlarca dolar gerektirecek. Trump bunun gerçekleşeceğine dair şüphelerini çoktan dile getirdi; zira öncelikleri başka yerlerde.
Pazartesi günü Trump, on binlerce, muhtemelen yüz binlerce insanın ölümüne yol açan ABD destekli bir soykırımın gerçekleştiği Gazze’yi “denize nazır olağanüstü bir yer” olarak tanımladı ve seçim kampanyası sırasında kuşatma altındaki bölgenin “Monako’dan daha iyi” olabileceği yönündeki yorumları tekrarladı.
Damadı Jared Kushner gibi Trump da Gazze’de yaşayan iki milyon Filistinlinin başına gelenlerden çok gayrimenkulün değeriyle ilgileniyor gibi görünüyor. Bu, amacı her zaman maksimum toprak, minimum Filistinli olan İsrail’in aşırı sağcı hükümetiyle ortak bir nokta.
Trump ve İsrail hükümeti aynı sağcı gündemi paylaşıyor ve iddia ettiklerinin aksine, bunun Yahudileri güvende tutmakla hiçbir ilgisi yok. Trump’ın İsrailli yerleşimcilere yönelik yaptırımları kaldırma kararı, bir zamanlar “Filistin halkı diye bir şey yoktur” diyen İsrail’in sağcı maliye bakanı Smotrich’in övgüsünü kazandı.
ABD’deki İsrail yanlısı gruplar da sadakatlerinin Trump’ın Filistin karşıtı gündemine dayandığını açıkça ortaya koyuyor ve sağcı politikacılardan gelen giderek daha belirgin antisemitizme göz yumuyorlar. Trump’ın sağ kolu Elon Musk pazartesi günü yemin töreninde Nazi selamı verdiğinde, sözde antisemitizmle mücadele eden bir sivil haklar grubu olan Anti-Defamation League (ADL) bunu garip bir hareket olarak nitelendirdi. Bu, soykırımın sonlandırılması çağrısı yapan bir protestoya katılanlara verdikleri yanıtla karşılaştırıldığında şok edici derecede gevşek bir tutum. Zira ADL, protestoya katılan bu insanları (çoğunlukla Yahudileri) şiddet yanlısı antisemitler olarak kınıyordu.
ADL antisemitizmle mücadeleye öncelik verdiğini iddia ediyor, ancak gerçekten önemsedikleri tek şey ABD’nin İsrail’e desteğini sürdürmek. Bu giderek artan bir şekilde Yahudileri ve tüm ötekileştirilmiş insanları daha az güvende kılan aşırı sağcı bir gündemi desteklemek anlamına geliyor.
Trump ve müttefikleri iktidardayken, birlikte inşa ettiğimiz hareket yeni baskılarla karşı karşıya olacak. Trump’ın sağcı gündemine direnmek, Gazze’deki geçici ateşkesi soykırımın tamamen durdurulmasına dönüştürmek ve İsrail’in Batı Şeria’ya yönelik toptan yıkım kampanyasını genişletmesini durdurmak için elimizden gelen her şeyi haykırmak görevimiz. Önümüzde muazzam zorluklar var, ancak kritik bir artımız da var: ABD Yahudilerinin büyük çoğunluğu Trump’a oy vermedi, ancak ABD’nin İsrail’e desteği giderek daha fazla sağcı bir proje haline geliyor ve bu da Yahudilerin İsrail’e verdiği desteğin doğasında var olan çelişkileri daha da keskin bir şekilde odak noktasına getiriyor.
İsrail’in sağcı destekçilerinin Filistin’in özgürlüğü ile Yahudilerin güvenliği arasında bir tercih yapmak şeklindeki ifadeleri yanlıştır. Sağ, bizi izole etmek, yalnızca kendi mücadelelerimizin önemli olduğuna ve başkalarının acısının var olmadığına ikna etmek istiyor. Gerçekte, hepimiz için daha iyi bir gelecek inşa etmenin tek yolu birbirimizin insanlığını tanımaktır.
Bu metin, ABD merkezli Filistin dostu bir Yahudi örgütü olan Barış İçin Yahudi Sesi (Jewish Voice for Peace, JVP) sitesinde 22 Ocak 2025 tarihinde yayınlandı. Metnin aslı: https://www.jewishvoiceforpeace.org/2025/01/22/adl-defends-nazi-salutes/?utm_source=wire&utm_medium=email&sourceid=1001761&emci=f67471af-e1d8-ef11-88d0-0022482a9d92&emdi=df097d72-fbd8-ef11-88d0-0022482a9d92&ceid=69880